Trikotillomani nedir?

Belirgin saç kaybıyla sonuçlanan saç yolma hastalığıdır. Özellikle kafanın yanları ile tepe kısmından saç yolunur. Saçlar genellikle teker teker koparılır. Koparılan saçlar bazen atılır, bazen elde oynanır, bazen de ağıza alınır ve yutulur. Bazen kaş veya kirpik yolma da eşlik edebilmektedir. Nadiren sakal, kol, bacak, kasık ve koltuk altı bölgelerdeki kılları da yolma görülebilir. Önceleri bir çeşit dürtü kontrol bozukluğu olarak değerlendirilirken günümüzde obsesif kompulsif (takıntılı) spektrumda bir hastalık olduğu kabul edilmektedir. Kimi olgularda koparılan kıllar yutulur, buna trikofaji denir. Yutulan kıllar mide ve barsaklarda kitle oluşturacak boyutlara gelebilir, trikobezoar adı verilen bu kitleler bazen tıkanmalara neden olabilecekleri için ameliyatla alınmaları gerekebilir. Trikofaji nedeniyle oluşan bağırsak hastalığına da Rapunzel sendromu denmektedir. Hastalığa bu isim, Rapunsel isimli ve uzun saçlı bir karakteri anlatan masaldan esinlenilerek verilmiştir.

Genellikle çocukluk ve ergenlik yaşlarında başlar (5-17 yaş) ve yetişkinlikte devam eder. Ergenler arasında görülme oranı %1 dir.

Bulguları:

  1. Kişi, saçlı deride yer yer saçların döküldüğü izlenimi veren boş alanlar oluşturacak şekilde saçlarını yolar. Buna bazen kaş ve kirpik yolma da eşlik eder.
  2. Saç yolma davranışı üzerine denetimini yitirmiş gibidir, yineleyici olarak saç yolmayı durdurma girişimleri vardır, çabalar ama üstesinden gelemez.
  3. Saç yolma öncesinde kişide bir ruhsal gerginlik yaşanır, yolmayla birlikte rahatlama ama beraberinde suçluluk duyguları hissedilir.
  4. Saç yolma davranışından dolayı işlevselliği bozulur. Dökülen saçları yüzünden sosyal ortamlara girmekten kaçınır, yapması gereken sosyal görevleri yerine getirmemeye başlar, saçlarındaki yamalı tarzda dökülmeler farkedilmesin diye peruk veya bere-şapka takar.

İki alt tipi bulunur:

  1. Otomatik tip: Kişi başka bir işle meşgulken saç yolma davranışı otomatik olarak ortaya çıkar. Örneğin kitap okurken, telefonda konuşurken, televizyon izlerken yani dikkat başka bir yere odaklanmışken..
  2. Odaklanmış tip: Bu tipte saç yolma davranışı stres, gerginlik, saç yolma düşüncesi gibi olumsuz duygu duruma reaksiyon olarak ortaya çıkar ve duygu düzenleme işlevi görür.  

Olguların büyük çoğunluğunu otomatik tip oluşturur. Ancak zaman zaman ve duruma göre dönüşümlü olarak her ikisi de aynı kişide görülebilir

Nedenleri:

Bu hastalığın gelişiminde çocukluk çağındaki psikolojik travmaların rolü bulunmaktadır. Strese karşı başvurulan bu davranış yaşanan gerilimi azaltmayı amaçlamakta ancak yıllar içerisinde kendisi bir stres kaynağı olmaktadır. Ayrıca saç yolma hastalığı olan kişiler, bu hastalığın olmadığı diğer kişilere göre duygularını kontrol etmede daha çok zorlanan kişilerdir. Psikanalitik açıdan bakıldığında saç yolma davranışı bilinçdışı  çatışmaların bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır.

Trikotillomanide beyinde yapısal bir anormallik olup olmadığına dair yapılan bilimsel çalışmalar anlamlı sayılabilecek veriler elde edememiştir.  

Eşlik eden hastalıklar (komorbidite)

Saç yolma hastalığıyla birlikte en sık görülen psikiyatrik hastalık anksiyete bozukluklarıdır (özellikle yaygın anksiyete bozukluğu). Bunun dışında depresyon, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, yeme bozuklukları, madde bağımlılığı da bu hastalıkla birlikte görülebilir. Ayrıca tırnak yeme ve deri yolma gibi beden odaklı yineleyici davranışlar da sıklıkla eşlik etmektedir.

Nasıl tedavi edilir?

  1. Psikoterapi: Psikoeğitim, alışkanlığı geri çevirme terapisi, bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik terapi. Hastaya ve aileye verilecek olan psikoeğitim altın kuraldır; hastalığın ne olduğu, ne zamanlar ortaya çıktığı, nelerin tetiklediği, tedavide yapılması gerekenler hakkında bilgilendirmek esastır. Okul öncesi çocuklarda trikotillomaninin şiddeti azdır, tedaviye daha kolay yanıt verir, ilaç tedavisinden çok davranışçı terapi uygulanır. Okul çağı ve ergenlik döneminde başlayan trikotillomanide tedaviye ilaç eklemek gerekir, psikoterapilerin ilaç tedavisiyle birlikte yapılması tedavide başarı oranını artırmaktadır.
  2. Farmakolojik tedavi: Serotonin ve dopamin sistemindeki düzensizliklerin rol oynadığına ilişkin kanıtlar sunan bilimsel çalışmalar ışığında tedavide bu iki sisteme etki eden ilaçlar kullanılabilmektedir.

Psikiyatrist Dr Arzu Dalmış