PANİK BOZUKLUĞU

Panik Atak Nedir?

Panik atak, gerçek bir tehlike veya görünürde belirgin bir neden olmaksızın, beklenmedik bir anda kendiliğinden ortaya çıkan şiddetli fiziksel belirtilerle kendini gösteren yoğun korku atağıdır.

Kişide bir anda başlayan çarpıntı, titreme, terleme, göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi, nefes alamıyor gibi olma, boğulma hissi, baş dönmesi, kan basıncı yükselmesi, uyuşma-karıncalanma duyumları, üşüme, sıcak basması, karın ağrısı, bulantı, sık idrara çıkma gibi fiziksel belirtilere ölüm korkusu, öleceğini düşünme, çıldıracağı veya özdenetimini kaybedeceği korkusu, bedenine veya çevresine yabancılaşma duyguları eşlik edebilir.

Panik atak, temelde çarpıntı, terleme gibi masum bedensel duyumların ani gelişebilecek bir felaketin (örneğin kalp krizi, beyin kanaması…) habercisi olarak yorumlanmasıdır. Yani zihin yanlış alarm vermektedir. Yaklaşık 10 dakikada belirtiler şiddetlenir, 20-30 dakika sonra kendiliğinden kaybolur. Nadiren 1 saate kadar uzayabilir. Bazen panik atak gece uykuda bile gelebilir, kişiyi uykudan uyandırır. Gece uykuda panik atak geçirilmesi tanıyı netleştiren bir bulgudur.

Her ikisi de keskin kavramlar olan “panik” ve “atak” sözcükleri, sıkıntısını anlatmaya çalışan insanlara çekici geldiğinden; telaşlı olan da, heyecanlı olan da, evhamlı olan da, kapı zili çalınca korkan da “bende panik atak var” demektedir. Bu da panik bozukluğu hastalığının görülme sıklığının, olduğundan daha fazlaymış gibi yanlış algılanmasına neden olmaktadır.

Panik atak ve panik bozukluğu kavramlarının farkı

Birçok insan (%10) hayatları boyunca çeşitli nedenlerle (yorucu egzersiz sonrası, deprem anında, bazı ilaçlar, amfetamin veya bonzai gibi uyuşturucu maddeler, kardiyak aritmi, fazla kahve içmek…) bir ya da iki panik atak geçirebilir. Bu tedavi edilmesi gereken bir durum değildir. Ancak panik atak nedensiz bir şekilde ortaya çıkıyor ve sürekli tekrarlıyorsa, en az 1 ay süreyle yeniden panik atak olacağına ilişkin korku yaşıyorsa, panik atak belirtilerinden korkuyor ve bu korkuyla birçok aktiviteden kaçınıyorsa bu tabloya artık “panik bozukluğu” diyoruz. Panik bozukluğu tıbbi bir tanıdır ve psikiyatrist tarafından tedavi edilir.

Yaygınlığı:

Yaşam boyu en az bir kez panik atak geçirme olasılığı % 10

Panik bozukluğun toplumda görülme sıklığı %2-3

Kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla görülmektedir.

Stresli bir yaşantısı olan şehirde yaşayanlarda da kırsal bölgelere oranla iki kat daha fazla görülmektedir.

Görülme yaş aralığı genelde 25-45 yaşdır.

Atak sıklığı:

Bazıları ayda 1-2- atak geçirirken bazıları günde 3-5 atak geçirebilir.

Beklenti anksiyetesi:

Ne zaman geleceği önceden kestirilemeyen ani ve ağır bir korku nöbetidir. Panik atak yatıştıktan sonra hastanın en önemli yakınması panik atağın yeniden başlaması korkusudur. Bu korkulu bekleme haline “beklenti anksiyetesi” denir.

Beklenti anksiyetesi olan kişi, sürekli bedenini dinler ve ne zaman panik atak yaşayacağını kestirmek için bedensel ve çevresel ipuçlarını arar, zihni hep bununla meşgul olmaya başlar; nefesini yoklar, kalbini dinler, nabzını kontrol eder, başı dönüyor mu diye etrafı tarar…

Panik atak nedenleri:

  1. Ataklar kendiliğinden ortaya çıkmakla birlikte, atağın başlamasından birkaç hafta ya da ay önce kişi psikolojik bir stres yaşamıştır; Bir yakınının kaybı, ayrılık, iflas, işle ilgili ciddi bir sorun, aile içi tartışma, aşağılanma, küçük düşürülme…
  2. Panik bozukluğa yatkınlıkta genetik faktörler de söz konusudur. Ailede anksiyete (kaygı) duyarlılığı fazla ise çevresel faktörlerin de etkisiyle atağın ortaya çıkışı kolaylaşır.
  3. Beyinde bazı nörotransmitterlerin (ileti sağlayan moleküller) dengesizlikleri panik atağa neden olabilir. İlaçlarla bu dengesizlikler ortadan kaldırılır.
  4. Kafein, alkol, uyuşturucu maddeler.
  5. Hızlı ve yüzeysel solunum

Panik bozukluk yaşamı nasıl etkiler:

Panik bozukluk, yaşamı adeta bir açık cezaevine çevirir. Panik atak ilk nerede olduysa kişi, o ortamlara girmekten veya o durumlarda olmaktan kaçınır.  Örneğin kişi ilk kez araç kullanırken atak yaşadıysa bir daha araç kullanmak istemez. Tek başına bir yere gidemez, atak geçirirse ona yardım etmesi için yanında hep birini bulundurur.

Panik atak geçirirse yardım alamayacağını veya kaçmasının kolay olmayacağını düşündüğü yerlerde bulunmak istemez. Buna agorafobi diyoruz. Panik bozukluğu olan kişilerin % 10’ unda görülür.  Asansöre veya metroya binemez olur, sinemaya gitmez gitse de kapıya yakın bir koltuğu tercih eder.

Sosyal ortamlardan kaçınır. Egzersizle atağı tetiklememek için spor yapmamaya başlar.

Bulunduğu yere en yakın sağlık kuruluşlarını bilir, onlara göre lokasyon seçer.

Self medikasyon veya rahatlamak için alkol kötüye kullanımı başlayabilir. Bağımlılık yapan yeşil reçete ilaçların kötüye kullanımı olur.

İşte ve okulda başarısızlık başlar.

Panik atak geçiren kişi hemen acil servise gitmeli mi?

Panik atak anı kişi için gerçekten çok korkutucudur, kişiyi dehşete düşürür. Kişi kalp krizi geçirdiğini düşünebilir çünkü ikisinin de bulguları birbirine benzemektedir. Bu nedenle çoğunlukla hemen acil servise gidilir. Panik atak kalp krizi dışında birçok hastalığa benzeyebildiği için önce bazı tetkiklerle bunların ayırt edilmesi gerekir. Acil servisde gerekli tetkikler yapılır (EKG, kan sayımı, biyokimya, açlık kan şekeri, tiroid testleri…) , kalp krizi veya bedensel başka bir hastalık düşünülmediyse hastaya yatıştırıcı bir iğne yapılarak rahatlatılır, sonrasında psikiyatriste yönlendirilir. Bundan sonra da çoğunlukla kalp doktoruna giden hastaların tetkik ve muayene sonucunda bir hastalık saptanmazsa hasta kalp doktoru tarafından bir psikiyatriste yönlendirilir.

Psikiyatriste muayene olup panik bozukluğu tanısı alan hastanın bundan sonra her panik atak geçirdiğinde acil servise gitmesine gerek yoktur. Çünkü panik atak süresi 10-30 dakikadır ve kendiliğinden yatışır, yani kişi acil servise gitmese de o atak kendiliğinden yatışacaktır.

Panik Atak Nasıl Tedavi Edilir?

  1. Atak anında ne yapmalı? Öncelikle nefesi düzenlemek gerekli. Hızlı ve yüzeysel solunum yerine, yavaş ve derin diyafram nefesi almak gerekir. Bu, terapi seanslarında nefes egzersizleri olarak hastalarla çalışılmaktadır.
  2. Atak sırasında kişi sakin kalmalı, bu atağın kendisine hiçbir zarar vermeyeceğini, az sonra kendiliğinden geçeceğini kendisine telkin etmelidir.
  3. Atak sırasında veya diğer zamanlarda dikkati bedeninden ve fiziksel belirtilerden uzaklaştırmalı, kendini yoklama bırakılmalıdır. “kalbim hızlandı mı, bakayım nabzım nasıl, terledim mi… “ gibi düşünceler geldiğinde dikkati bedenden uzaklaştırmak için odadaki objeleri renkleriyle söyleme gibi zihinsel alıştırmalar yapılabilir.
  4. Beyindeki nörotransmitter dengesizliğini düzeltmek için antidepresan ve anksiyolitik ilaçlar başlanır. Bunlar bağımlılık yapan ilaçlar değildir, psikiyatrist tarafından reçete edilir ve tedavinin kalıcı olması için 12-18 ay kadar düzenli kullanmak gerekir.
  5. Psikiyatrist tarafından Bilişsel Davranışçı Terapi uygulanır: Kişinin bir süre önce yaşadığı stres faktörüyle ilgili zihinde, bilişsel yeniden yapılandırma yapılır. Yani kişide kaygı uyandıran çarpık düşüncelerin yerine işlevsel olan yenişleri oluşturulur.
  6. Düzenli uyku şarttır.
  7. Genel sağlığı bozuğu ve atakları tetikleyebildiği için alkol, sigara ve kafeinden uzak durmak gerekir.

Panik Atak Geçer mi?

Düzenli tedavi sayesinde tamamen düzelir. Ancak bir daha tekrarlama olasılığı vardır.

Psikiyatrist Dr Arzu Dalmış